- Sie müssen vor allem einen Beruf erlernen.
- Siz herşeyden önce bir meslek öğrenmelisiniz.
- Er ist vor allem reich.O her şeyden evvel zengin.
- Du musst mit allem rechnen. Senin her şeyi hesaba katman lazım.
- Mit aller Kraft. Bütün gücüyle.
- Die Nachrichten aus aller Welt. Bütün dünyadan haberler.
All, bir edat ile kullanılırsa uğramış olduğu değişim belirli tanım harflerindeki gibidir.
jed - herkes
Türkçe’de herkes anlamına gelir cümleye girişinde belirli tanım harflerinin eklerini alır ve tekil şahısların önünde kullanılır. Tek başına bir ismin önüne gelirse sonuna belirli tanım harflerinin eklerini alır.
der Mann | - adam |
jeder Mann | - her adam |
die Frau | - kadın |
jede Frau | - her kadın |
das Kind | - çocuk |
jedes Kind | - her çocuk |
bu duruma göre:
der - (er) ekini
die - (e) ekini
das - ise (es) ekini alır.
Birkaç örnek verelim.
- Jeder Mensch will im Leben vorwärts kommen.
- Her insan hayatta ilerlemek isler.
- Jede Frau ist gleichberechtigt.
- Her kadın eşit haklara sahiplir.
- Wir fahren jedes Jahr in Urlaub.
- Biz her sene izine gidiyoruz
- Jedes Kind braucht Mutterliebe.
- Her çocuğun ana şefkatine ihtiyacı vardır.
- Das weiss jeder. Bunu herkes biliyor.
Jed belgisiz zamiri herhangi bir edatla kullanılırsa o edatın aldığı zamana göre değişime uğrar ve Jed 'le başlayan cümleler devrik cümle olur.
Örnekler:
mit ismin dativ hali ile kullanılırsa.
- Sie reden mit jedem. Siz herkesle konuşuyorsunuz.mit dativ aldığından jed -em takısını aldı.
- Er wird auf jeden Fall kommen. O mutlak surette gelecek.
(auf - akkusativ ekini aldı)
der ismi artikeline sahip olan gün için
der Tag her gün derken.
jeden Tag - deriz.
Ismail her gün çalışıyor. Ismail arbeitet jeden Tag .
die Woche - hafta , jede Woche - her hafta
jemand - biri, birisi
- Das hat mir jemand erzählt. Bunu bana birisi söyledi.
- Hat jemand nach mir gefragt? Beni birisi sordu mu?
- Das hat irgend jemand gemacht. Bunu herhangi birisi yaptı.
man
Man belgisiz zamiriözel bir anlam taşıdığı gibi, bahsi geçen konunun herkes için geçerli oldugunu belirtir, Almanca da oldukca sık kullanılır. Herhangi bir şeyin yasaklandığını ve bu yasagın herkes için gecerlili oldugununu belirtir.
Man belgisiz zamiri ile kullanılan fiiller daima üçüncü şahısa göre çekilir. Türkçe’de beraberinde bulunan fiile göre; yapılır, edilir, anlamına gelir bir fiille kullanmadan önce normal fiilin üçüncü tekil şahsa göre çekimini bilmemiz gerekir.
Örnekler:
gitmek | - gehen |
gehen in üçüncü tekil şahsa göre çekimi | |
er geht | - o gidiyor |
Şimdi er şahıs zamirini kaldırır ve er’ in yerine man belgisiz zamirini koyarız. | |
man geht | - gidilir. |
man macht | - yapılır. |
man sagt | - söylenir |
man trinkt | - içilir |
man lacht | - gülünür |
man denkt | - düşünülür |
man isst | - yenilir |
man glaubt | - inanılır |
Man belgisiz zamirinin yardımcı fiillerle çekim
man kann (können), man darf (dürfen), man muss (müssen) , man soll (sollen), man will (wollen)
Örnek cümleler:
- Man darf hier nicht fotografieren. Burada resim çekilemez,
- Man kann das so sagen. Bu böyle söylenebilir.
- Man kann das so machen. Bu böyle yapılabilir.
- Das kann man so essen. Bu böyle yenilebilir.
- Kann man das so machen? Bu böyle yapılabilir mi?
- Man kann alles, wenn man will. İnsan isterse her şeyi yapabilir.
- Man soll anständig sein. Terbiyeli olmalı.
- Man soll ehrlich sein. İnsan doğru olmalı.
- Man muss wissen, wann man Recht hat. İnsan ne zaman haklı olduğunu bilmeli.
- Man darf hier nicht rauchen. Burada sigara içilmez.
- Man darf hier nicht angeln, Burada balık tutmak yasaktır.
- Man muss vorher die Formulare ausfüllen. Önce anketlerin doldurulması gerek.
- Die Suppe soll man heiss essen. Çorba sıcak yenmeli.
- Man soll im Leben sparsam sein. İnsan hayatla tutumlu olmalı.
- Man darf in der Bibliothek nicht reden. Kütüphanede konusulmaz.
- Man soll sich täglich waschen. İnsan her gün kendini yıkamalı,
- Man soll viel wasser trinken. İnsan fazla su içmeli.
- Man soll nicht alles ernst nehmen. İnsan her şeyi ciddiye almamalı.
- Man soll nicht jedem glauben. İnsan herkese inanmamalı.
manch - bazı - bazı kimse
Türkçe’de bazı ve bazı kimse gelir ve Almanca’da sonuna erkek ve dişi cinse ait belirli tanım harflerinin takılarını alırlar.
bazı kadınlar - manche Frauen
bazı kadın - manche Frau
bazı adam - mancher Mann
ismin çoğul hali ile durumunda artikel ne olursa olsun manche olarak ismin gelir.
bazı adamlar - manche Männer
bazı çocuklar - manche Kinder
bazı bayanlar - manche Damen
cümle halinde örnekler ;
- Manche Pflanzen wachsen im Meer. Bazı bitkiler denizde yetişir.
- Manche Leute suchen die Einsamkeit. Bazıları yalnızlığı arıyorlar.
- Mancher kommt nicht zum Ziel. Bazıları gayelerine ulaşamıyor.
- Manche Türken sprechen gut Deutsch. Bazı Türkler iyi Almanca konuşuyorlar.
- Manche Arbeiter bekommen wenig Stundenlohn. Bazı işçiler az saat ücreti alıyorlar.
- Manche Schüler sind sehr inteligent. Bazı öğrenciler çok zeki,
- Manche menchen lernen schnell Deutsch. Bazı insanlar hızlı öğrenirler.